CYBH
BEL SOĞUKLUĞU ( GONORE)
1) Belsoğukluğu nedir?
Neisseria gonorrhoea (gonokok) adlı bakterinin neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır.
2) Belsoğukluğunun belirtileri nelerdir?
Kadınlarda etken alındıktan 1 ila 3 hafta sonra şikayetler başlar.
Kadınlarda klinik tablo çok değişkendir. Hiçbir bulgu vermeden sadece hafif bir akıntının bulunduğu bir enfeksiyondan, yüksek ateş, ciddi kasık ağrısı ve hatta eklem tutulumunun görüldüğü ağır enfeksiyona kadar değişik klinik tipler ile seyredebilir. Hafif enfeksiyonda vaginal akıntı, idrar yaparken yanma gelişebilir. Hastalık genellikle kendini sınırlar ve kadın gonokok taşıyıcısı olmasına karşı bulgu vermeden yaşantısını devam ettirebilir. Genellikle tanı kadının partnerinde enfeksiyonun varlığının tespitinden sonra yapılan muayene ve inceleme ile konur.
Erkeklerde etken alındıktan ortalama 5 gün sonra idrar yaparken hafif sızlama
hissi ile şikayetler başlar. Günler içerisinde şiddeti artan bir ağrı ve penis başından sarı-irinli bir akıntı gelmesi akla belsoğukluğunu getirir. Hastada sık idrara çıkma isteği vardır, ancak idrar yaptıktan sonra belirgin bir rahatlama olmaz. Penis başı ağrılı, kızarık ve hassastır. Nadiren hiç bulgu vermeden enfeksiyon geçirilebilir.
Anal yolla bakteri alındığında rektal gonore gelişir. Bu durumda anüs çevresinde ağrı ve akıntı gelişebilir. Dışkının çevresinde sarı-irinli bir akıntı bulunabilir.
Oral seks ile de gonore enfeksiyonunun alınması mümkündür. Boğaz ağrısı ve yutma güçlüğü görülebilir.
Mikrobu taşıyan vücut sıvıları göze temas ederse gözde de enfeksiyon gelişebilir. Göz pınarlarından sarı, irinli akıntı gelir. Yine eğer anne gonokok taşıyıcısı ise doğum sırasında
bebeğin gözlerinde enfeksiyon gelişebilir.
3) Bel soğukluğu nasıl bulaşır?
Temel olarak cinsel ilişki ile bulaşır. Vajinal, oral yada rektal yolla kurulan cinsel ilişki sırasında enfekte olan vücut salgılarının cinsel partnere bulaşması genel geçiş yoludur. Oldukça hassas bakteriler olan gonokoklar dış ortamlarda (kıyafet, çarşaf vs.) uzun süre yaşayamazlar, ancak yinede bu şekilde geçişte mümkün olabilmektedir.
4) Kesin tanı nasıl konur?
Erkekte penis ucundaki akıntıdan, kadında vajinadan (yada tutulumun olduğu diğer
bölgelerden) pamuklu çubuklar yardımı ile örnek alınır. Mikroskop altında bakteri varlığı incelenir. Daha sonra doktorun gerek görmesi durumunda bakteri varlığı kültür yöntemi ile de araştırılır.
Tanı için kan testleri yada başka testler yapılmasına gerek yoktur.
5) Korunmak için ne yapılabilir?
Cinsel ilişki sırasında uygun şekilde prezervatif kullanmak en etkili yoldur.
6) Tedavisi nasıl yapılıyor?
Genellikle kalçadan tek doz yapılan bir antibiyotik yeterlidir.
7) Bulaştığından şüphe ediyorum ne yapmalıyım?
Doktorunuzun aldığı akıntı örneğinin incelenmesi yeteri olacaktır.
FRENGİ (Sifiliz)
1)Frengi nedir?
Treponema pallidum adlı bakterinin neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır.
2)Frenginin belirtileri nelerdir?
Frengi hastalığı bakterinin alınmasından 1 hafta ile 3 ay arasında bir süre geçtikten sonra başlar. Üç evresi vardır ve hastalık tedavi edilmediği sürece bir sonraki evreye ilerler.
Birinci evrede etkenin alındığı bölgede (erkeklerde en sık penis, kadınlarda dış genital bölge yada vagina ) küçük, kırmızı, ağrısız bir yara oluşur., bu daha sonra ülsere(sifilitik şankr) dönüşür. Nadiren vücudun başka bölgelerinde şankr görülebilir. Kasıklarda lenf bezleri büyüyebilir. Bu lezyonlar ağrısız olduğu için rahatlıkla gözden kaçabilir., yada hasta fark etmesine rağmen ihmal edebilir. Şankr 1-3 ay içerisinde bir iz bırakmaksızın kendiliğinden iyileşir ve hastalığın ikinci evresi başlar.
İkinci evrede vücutta deri döküntüleri görülür. Eş zamanlı olarak aız içinde yaralar oluşur ve yaygın olarak lenf bezleri şişer. Hastalık gözleri, kemik ve eklemleri, böbrekleri, karaciğeri, beyin zarını tutabilir. Dudaklarda ve genital bölgede önce kabarık olup daha sonra yassılaşan pembe gri renkte yaralar (kondüloma lata) oluşur. Bu yaralarda bakteriler bol miktarda bulunur ve çok bulaşıcıdır. Bu dönemde şaç yamalar halinde dökülebilir, kişide halsizlik, bulantı, ateş görülebilir. İkinci evrede kendiliğinden geçirilir ancak zaman zaman tekrarlayabilir.
Üçüncü evrede kişi artık bulaştırıcı değildir. Hastalık kalp damar sistemini, kemikleri ve beyni tutabilir. Oldukça ağır seyreden bu evre erken tanı ve tedavi nedeni ile günümüzde artık pek görülmemektedir.
3)Frengi nasıl bulaşır?
Temel olarak cinsel ilişki ile bulaşır. Kişide açık yara varlığında yakın temaş ya da öpüşme ile de bulaşabilir. Kan yolu ile bulaş da mümkündür.
4) Kesin tanı nasıl konur?
Yaradan alınan sürüntü mikroskop altında incelenerek bakteri varlığı araştırılır. Kan testi yapılarak da tanı konulabilir ancak etkenin alınmasından 2-3 hafta zaman geçmiş olması gerekmektedir.
5)Korunmak için ne yapılabilir?
Cinsel ilişki sırasında uygun şekilde prezervatif kullanmak en etkili yoldur.frengi olduğu bilinen kişilerle yakın temastan kaçınmak gerekir.
6) Tedavisi nasıl yapılıyor?
Frenginin tedavisinde kalçadan yapılan uzun süre etkili antibiyotikler birinci tercihtir. Birinci ve ikinci evre hastalıkta tedavi ile tam iyileşme sağlanır ancak üçüncü evre hastalıkta oluşan beyin ve kalp hasarlarında genellikle düzelme beklenmez. Partnerlerden kan alınarak onlarda da hastalık tespit edilirse tedavi edilmeleri gereklidir. Tedavi edilen bir kişide bağışıklık gelişmez yeniden sifiliz enfeksiyonu görülebilir.
7 Bulaştığından şüphe ediyorum ne yapmalıyım?
Doktorunuzun istediği kan testi ya da sürüntü örneğinin incelenmesi yeterli olacaktır.
HEPATİT B
1 Hepatiti B nedir?
Hepatit B virüsü olarak adlandırılan bir virüs tarafından meydana getirilen
bulaşıcı bir hastalıktır.
2) Hepatit B nin belirtileri nelerdir?
Hastalık bazen tamamen belirtisiz seyredebilir. Bazı kişilerde sadece hafif bir
halsizlik olabilir. Eğer sarılık meydana getiren formda seyrederse, halsizlik, ciltte ve göz aklarında sararma, idrar renginde koyulaşma, dışkı renginde açılma sık görülen bulgulardır.
Vücutta sarılık meydana getiren çok sayıda hastalık vardır. Ve bunların bir kısmı bulaşıcıdır. Hepatiti B de bunlardan biridir ancak sarılık olan her kişide Bulaşıcı bir hastalık var anlamına gelmez.
3) Hepatit B nasıl bulaşır?
Hepatit B virüsü taşıyıcı olan kişinin kanında ve bütün vücut sıvılarında
(tükürük, meni, vajinal sıvı) bulunur. Dolayısı ile hasta yada taşıyıcı kişi ile cinsel ilişkide bulunmak, onun kullandığı kesici yada delici aletleri (jilet, manikür makası, enjektör) kullanmak, yada bu kişiden kan nakli yapılması bulaşma için yeterlidir. Taşıyıcı anneden bebeğe hastalık geçişi de mümkündür.
4) Kesin tanı nasıl konulur?
Hasta ya da taşıyıcı olduğundan şüphe edilen kişiden kan alınarak,
“HBsAg ve Anti-HBs” adı verilen testlere bakılır. Bunların durumuna göre gerek görülen başka testler de doktorunuz tarafından istenebilir.
5) Korunmak için ne yapılabilir?
Ne şanslıyız ki bu hastalığın bir aşısı var. 3 doz aşı olarak bu hastalıktan
korunmak mümkündür. Ancak 3 doz aşı olduktan sonra bağışıklığın oluşup oluşmadığına bakılması gereklidir. Nadiren ek dozlar yapmak gerekebilir.
6) Tedavisi nasıl yapılıyor?
Sarılık geçirilmekte olan kişide yatak istirahatı ve diyete ilave olarak kimi kan
testleri ile hastalığın durumu sürekli takip edilir. Bazı durumlarda kişinin hastaneye yatırılması gerekebilir.
Hastalık bazen tam olarak iyileşmeyebilir. Bunun anlamı kişinin hayatı boyunca bu hastalığı başkalarına bulaştırabileceği ve virüsün kişinin karaciğerine zarar verebileceğidir. Taşıyıcılarda ise virüsün karaciğere zarar verdiğinin tespit edilmesi durumunda interferon adlı bir iğne ya da lamuvidin isimli bir hap kullanılmaktadır. Tedavide yeni kullanılmaya başlanan adefovir isimli bir antiviral de mevcuttur. Bu ilaçların hiçbiri ile % 100 iyileşme mümkün değildir.
7) Bulaştığından şüphe ediyorum ne yapmalıyım?
En kısa zamanda kan vererek HBs Ag baktırmalısınız. Eğer negatif çıkarsa
mikrobu aldığınızı düşündüğünüz tarihten 3–4 ay sonra bir kez daha test yaptırarak emin olabilirsiniz.
HEPATİT C
1) Hepatit C nedir?
Hepatit C virüsü olarak adlandırılan ir virüs tarafından meydana getirilen bulaşıcı bir hastalıktır.
2) Hepatit C nin belirtileri nelerdir?.
Hastalık hiçbir belirti vermeden seyredebileceği gibi, hafif ateş, halsizlik, göz
aklarında ve ciltte sarılık ile de seyredebilir. Daha sonra hastalık kronikleşir ve karaciğer hücrelerinde hasar oluşmaya başlar. Hastalığın siroza yada karaciğer kanserine yol açma riski de vardır.
3) Hepatit C nasıl bulaşır?
Hepatit C virüsü taşıyıcısı kişinin kanında ve bütün vücut sıvılarında (tükürük, meni, vajinal sıvı) bulunur. Ancak bulaşma riski Hepatit B kadar yüksek değildir.
Ağırlıklı olarak kan ve kan ürünlerinin nakli ile bazen de kişi ile cinsel ilişkide bulunarak
Ya da onun kullandığı enfekte materyalleri kullanarak hastalığın kapılması mümkün
olmaktadır.
4) Kesin tanı nasıl konur?
Anti-HCV adı verilen bir test yaptırılır. Ancak bu testin hasta olan kişide
pozitifleşmesi bazen altı ayı bulabilir. Bu yüzden şüpheli durumlarda test 6 ay–1 yıl sonra
tekrarlanmalıdır.
5) Korunmak için ne yapılabilir?
Ne yazık ki bu hastalığının etkenine karşı bir aşı yoktur. Şüpheli cinsel ilişkilerde
prezervatif kullanmak, başkasına ait jilet, enjektör, manikür makası, vs. kullanmamak, diş tedavisi gibi tedavileri steril aletler kullanıldığından emin olunan yerlerde yaptırmak alınabilecek önlemlerdendir.
6)Tedavisi nasıl yapılıyor?
Sarılık geçirmekte olan kişide yatak istirahatı ve diyete ilave olarak kimi kan testleri
ile hastalığın durumu sürekli takip edilir. Bazı durumlarda kişinin hastaneye yatırılması
gerekebilir.
Hastalık bazen tam olarak iyileşmeyebilir. Bunun anlamı kişinin hayatı
boyunca bu hastalığı başkalarına bulaştırabileceği ve virüsün kişinin karaciğerine zarar
verebileceğidir. Taşıyıcılarda ise virüsün karaciğere zarar verdiğinin tespit edilmesi
durumunda interferon adlı bir iğne yada ribavirin isimli bir hap kullanılmaktadır. Bu
ilaçların hiçbiri ile % 100 iyileşme mümkün değildir.
7)Bulaştığından şüphe ediyorum ne yapmalıyım?
Bir sağlık kuruluşuna başvurarak Anti HCV testi ve doktorunuz uygun görürse HCV
RNA testi yaptırmalısınız.
AIDS
1)AIDS nedir?
İnsan bağışıklık sistemine baskılaya (HIV) bir virüsün neden olduğu dünyada yaklaşık kırk milyon kişiyi etkileyen bulaşıcı bir hastalıktır.
2)AIDS in belirtileri nelerdir?
Virüs vücuda alındıktan bir süre sonra grip benzeri belirtiler görülür. Bir süre sonra kendiliğinden kaybolur. Yıllar içerisinde HIV vücutta bulunan bağışıklık hücrelerinin ölümüne neden olur ve bu hücreler belli bir sayının altına indiği zaman AIDS adı verilen hastalık meydana gelir.
3)AIDS nasıl bulaşır?
HIV taşıyıcısı olan kişinin kanında ve bütün vücut sıvılarında (tükürük, meni, vajinal sıvı) bulunur. Dolayısı ile hasta yada taşıyıcı kişi ile cinsel ilişkide bulunmak, onun kullandığı kesici yada delici aletleri (jilet, manikür makası, enjektör) kullanmak, yada bu kişiden kan nakli yapılması bulaşma için yeterlidir. Taşıyıcı anneden bebeğe hastalık geçişi mümkündür.
4) Kesin tanı nasıl konur?
Virüs alındıktan yaklaşık üç hafta sonra kanda Anti-HIV adlı test pozitifleşmeye başlar. Bu testin pozitifleşmesi bazen daha uzun zaman alabilir. Eğer böyle bir risk varsa bu dönem süresince kan vermemeli ve korunmasız cinsel ilişkiye girilmemelidir.
5)Korunmak için ne yapılabilir?
Şüpheli cinsel ilişkilerde prezervatif kullanmak, başkasına ait jilet, enjektör, manikür makası vs. kullanmamak, diş tedavisi gibi tedaviler steril aletler kullanıldığı emin olunan yerlerde yaptırmak alınabilecek önlemlerdir.
AIDS olduğu bilinen bir kişi ile kesin temas mevcudiyetinde 1 ay süre ile koruyucu üçlü antiviral ilaç kullanılarak virüsün bulaşma ihtimalini azaltmak mümkündür. Anneden bebeğe geçişin önlenmesi için de ilaç kullanılabilir ama HIV taşıyıcısı kadınların hamile kalmamaları önerilir.
Ayrıca henüz geliştirilme aşamasında olan bir aşıda mevcuttur, ancak şu an için rutin kullanıma girmemiştir.
6)Tedavisi nasıl yapılıyor?
Şuan için tam bir şifa sağlayan tedavi olmasa da hastalığın ilerleyişini yavaşlatan antiviral ilaçlar mevcuttur. Bu ilaçlarla birlikte AIDS sırasında gelişen kimi enfeksiyonlara karşı da koruyucu olarak kimi ilaçlar verilmektedir.
7)Bulaştığından şüphe ediyorum ne yapmalıyım?
Bir sağlık merkezine giderek Anti-HIV testi yaptırabilirsiniz.
1) Sistit nedir?
Çeşitli mikroorganizmalar tarafından oluşturulan mesane (idrar torbası) enfeksiyonudur.
2)Sistitin belirtileri nelerdir?
Sık idrara çıkma, idrar yaparken ve yaptıktan sonra da devam eden yanma hissi, idrar
tutamama, idrar yapılan bölgede dolgunluk hissi ve kasıklara yayılan ağrı en sık görülen belirtilerdir. Bazen bu belirtilerin tamamı görülürken bazen sadece biri de görülebilir. Eğer sırta vuran ağrı ve ateş de varsa enfeksiyonun mesane ile sınırlı kalmayıp böbrekleri de etkilediği düşünülür.
3) Sistit nasıl bulalaşır?
Genellikle dışkı içeriğinde bulunan ve idrar yaptığımız bölgenin etrafına bulaşan bakterilerin üretra ucundan (idrar yaptığımız yer) mesaneye doğru ilerlemesi ile hastalık meydana gelir. Üretra kadınlarda erkeklere göre daha çok kısa olduğu için kadınlarda bu enfeksiyon daha sık meydana gelir. Ayrıca idrar yolundan yapılan müdahaleler, travmatik cinsel ilişki, gebelik, doğum, nörolojik problemler, mesane taş veya herhangi bir yabancı cisim varlığı gibi durumlar sistik gelişimine zemin hazırlarlar. Kadınlar hamile ve loğusa oldukları dönem süresince idrar yolları enfeksiyonu açısından risk altındadırlar ve saptanan herhangi bir hemen tedavi edilmelidir.
4) Kesin tanı nasıl konulur?
Tam idrar tahlilinde iltihap hücrelerinin görülmesi sistiti düşündürür. Kesin tanı için idrar kültürü yapılmalı ve bakteri varlığı gösterilmelidir.
5) Korunmak için ne yapılmalıdır?
*Mümkün olduğunca sık tuvalete gidin, her zaman sıkışmayı beklemeyin. Böylece idrarınız uzun süre mesanede beklememiş olur.
*Günde en az 1,5 L su içerek çıkışınızı arttırın. Kahve ve çay yerine su tüketin.
* Kadınların dışkılama sonrası muhakkak önden arkaya doğru silinmelidir. Böylece dışkı içerisinde bulunan bakterilerin idrar yoluna bulaşması engellenmiş olur.
*Cinsel ilişkiden önce ve sonrasındaki on dakika içerisinde idrarınızı yapmaya çalışın.
*Sık sık iç çamaşırınızı değiştirin ve genital bölgenizin nemli kalmasında izin vermeyin. Nem bakterilerin üremesini kolaylaştırıcı bir ortam yaratır.
6) Tedavi nasıl yapılır?
Tedavide etken olan mikroorganizmaya karşı etkili antibiyotikler tercih edilmelidir. İdrar kültürü sonrasında yapılan antibiyogram testi ile de o mikroorganizmaya yönelik olarak kullanabileceğimiz antibiyotiği de tam olarak tespit etmek mümkündür. Ayrıca gebelik döneminde ilaç seçilirken bebeğe zarar vermeyecek ilaçlar seçilmelidir.
UZM.DR ŞEYDA VELİOĞLU ÖCALMAZ